Bilindiği gibi güneşten gelen zararlı ultraviyole ışınları cildin daha hızlı yaşlanmasına, pigmentasyon bozukluklarına ve cilt kanseri oluşumuna sebep olmaktadır. Tüm bu faktörlerden dolayı, aynaya baktığımızda dış görünüşümüzde bazı hoşnutsuzluklar bulabiliriz. Bunun çözümü olarak cildimizin bakımını mevsim koşullarına göre ayarlamamız gerekir. Bu yazımızda sonbahar koşullarında cildinizin sağlığını nasıl koruyabileceğinize dair bilgileri bulabilirsiniz.
1. Cildinizin Günlük Bakımını Aksatmayın
Cildin günlük olarak ihtiyaç duyduğu mineralleri, vitaminleri, nemi vs. ona geri kazandırmalısınız. Bu konuda bilmeniz gereken en temel kural, bunun bir rutin halinde uygulanması ve aksatılmaması gerektiğidir. Cilt düzenli olarak değerli bileşenlerle desteklendiğinde bize daha güzel ve sağlıklı bir görünüm katar. Ayrıca makyaj temizliğini yapmadan uykuya dalmak ya da gece kremi kullanmamak gibi birtakım hatalar yaptığımızda, cildimizin geceleri tam olarak yenilenememesine sebep oluruz. Aynı şekilde, yüzümüze koruyucu etkili bir krem uygulamadan evden çıktığımızda, soğuğun, rüzgarın ve kirin cildimizi tahrip etmesini engelleyemeyiz. Bu yüzden her sabah yüzünüzü tonik, yüz sütü ya da misel suyu ile temizlemeyi ve ardından yüzünüze bakım ve koruyucu krem sürmeyi ihmal etmemelisiniz.
2. Cilt Tipinize Uygun Olan Ürünleri Kullanın
Diğer bir önemli konu da doğru kozmetik ürünlerin seçilmesidir. Bunun için bilinmesi gereken, alacağınız ürünün etki ettiği yaşa ve üretildiği cilt tipine uygun olup olmadığınızı ürünün etiketine bakıp kontrol etmelisiniz. Örneğin 25 yaş üstü kadınların özellikle 3 tür krem kullanması gerekmektedir: Gündüz kremi, gece kremi ve göz kremi. Geçmiş yıllarda göz kremleri daha çok göz çevresindeki kırışıklığı engellemek için kullanılırdı. Fakat günümüzde oldukça gelişen ve büyüyen kozmetik sektörü, en hassas bölgemiz olan göz çevresinin bakımı için bize geniş bir ürün yelpazesi sunmaktadır. Bunların arasında kırışıklık oluşumunu geciktiren kremler ve aynı zamanda cildin nem dengesini koruyarak ona sağlık veren ürünler de bulunmaktadır.
En doğrusu tek bir markanın (güvenilir olmak kaydıyla) ürünlerini kullanmaktır. Örneğin yüz bakım kremini aldığınız bir markanın üretmiş olduğu göz kremini de tercih etmelisiniz. Çünkü piyasada güvenilirliği kabul görmüş olan her firma, ürettiği kozmetik ürünlerde birbiriyle uyumlu bileşenler kullanır ve bu ürünleri bir takım halinde piyasaya sunar. Bu sayede cildinizi dışarıdan gelecek olumsuz etkilere karşı (kir, zararlı güneş ışınları, kuru hava vb.) daha sağlıklı bir biçimde korumuş olursunuz.
3. Makyaj Tabanı Bir Zorunluluk Mu?
Yaz mevsiminde cildimizin bakımını yaparken aşırıya kaçmamak için genellikle makyaj tabanı uygulamayı pek tercih etmeyiz. Fakat sonbaharda bu alışkanlığı devam ettirmek doğru olmayacaktır. Makyaj yapmadan önce mutlaka cildimizi temizlemeli ve nemlendirmeliyiz. Makyaj ürününü uygulamadan önce, hafif dokulu bir nemlendirici ya da besleyici bir krem kullanmak oldukça önemlidir. Bu sayede sonbahar havalarında deri kurumayacak ve pullanmayacak; ayrıca makyaj daha uzun süre etkili olacaktır. Bu da cildin doğal ve bakımlı görünümünü koruyacaktır.
Makyaj yapmak pek çok kadın için çekiciliği ve kendine güven duygusunu güçlendirmektedir. Önemli olan, kullandığımız her ürünü ölçülü ve doğallık sınırlarını aşmadan uygulamaktır. Kozmetik ürünlerin aşırı kullanımı cildimize ek bir yük oluşturmakta ve gözenekleri tıkayarak cilt sağlığını bozmaktadır.
Sonbahar aylarında bol miktarda su veya maden suyu içmek bir diğer önemli husustur. Cildin nemini ve kaybedilen mineralleri bu sayede ona geri kazandırmış oluruz.
4. Kuru Veya Alerjik Ciltler İçin Sonbahar Bakımı
Bilinen bir söz vardır; “kuru ve alerjiye açık olan cilt türlerinin bakımı daha zordur”. Bu cümle geçerliliğini uzun süre korumuş olsa da, gelişen kozmetoloji ile birlikte, büyük oranda zayıflamıştır. Artık her türlü cilt tipine uygun olan çok sayıda ürünü, kolaylıkla bulup, evimizden bile çıkmaya gerek duymadan satın alabildiğimiz bir dönemde yaşıyoruz. Bu yüzden cildiniz hassassa ya da kuruysa kendinizi çözümsüz hissetmemelisiniz. Size düşen sadece cilt tipinizi bilmek ve bir dermatoloğa başvurarak cildinizde alerjik reaksiyonlar yaratan kimyasal bileşenlerin ve dış etkenlerin neler olduğunu öğrenmektir.
Kullanmanız gereken ürünler epidermisin lipid tabakasına doğrudan etki edebilen ve onu sağlıklı biçimde koruyabilen, cildin doğal tonunu geri kazandıran, nem kaybını önleyen ve cildin fizyolojik yaşlanma sürecini geciktiren özellikte olmalıdır. Bu özelliklere sahip olan bakım ürünlerinin antipruritik (kaşıntı önleyici) bir etkisi vardır ve bu da özellikle hassas cilde sahip olanlar için iyi bir tercih sebebidir.
Sonuç Olarak
Her mevsimin cildimiz üzerinde farklı bir etkisi vardır. Sonbaharda evlerimizdeki sıcaklık, dışarıdaki soğuk, rüzgar ve kuru hava, cildimizi örten kıyafetler cildimizi kurutur ve matlaştırır.
Bu yüzden sonbahar mevsiminde cildimize daha özenli davranmalı ve cildimizin değişen mevsim koşullarına uyum sağlamasına yardımcı olacak bir bakım rutini belirlemeliyiz. Yaşımıza ve cildimizin ihtiyacına göre üretilmiş kozmetikler kullanarak cildimizi günlük olarak beslemeyi ve bakımını yapmayı unutmayalım.