Dolgu işlemleri cildin altında bulunan bölgelerdeki kırışıklıkların giderilmesi amacıyla kullanılan işlemler arasında yer almasının yanı sıra göğüs veya dudak görüntüsünde dolgunluk gerçekleştirilmesi için uygulanabilmektedir.

Dolgu işlemleri yüz germe ve benzeri ciddi ölçekli estetik işlemlerinden kısa bir süre içerisinde gerçekleşirken aynı zamanda ekonomik ölçekli bir şekilde kişilerin daha genç bir görünüm kazanmalarına yardımcı olmaktadır. Dolgu işlemi temel olarak cildin alt kısmına gerçekleştirilen temel ölçekli enjeksiyon işlemini ifade etmektedir. Dolgu işlemi gerçekleştirilmeden önce işlemin gerçekleştirileceği alana bölgesel anestezi uygulanmaktadır. Dolgu işleminin süresi ise işlemin gerçekleştirileceği bölgeye göre değişkenlik göstermesine karşın genellikle yarım saat süren bir işlem olmaktadır. Gerçekleştirilmiş olan dolgular ise 4 – 12 ay arası değişen sürede kalıcılık göstermektedir.

Dolgu ve Botoks Arasındaki Farklar

Botoks işlemleri yüzdeki derin çizgilerin tam anlamıyla gidermemektedir. Bu işlemler yüz mimiklerinde meydana gelen kırışıklıkların giderilmesi ve oluşan kırışıklıkların giderilmesini veya engellemesini hedefleyen uygulanmalardır. Dolgu işlemi ise doğrudan kişideki kırışıklıkların alt kısmına enjekte edilecek olan dolguyla çizgi ya da kırışıklıkların tamamına yakın kısmına yakını yok edilerek giderilmesine çalışılmaktadır.

Dudak dolgusu; dudağın mevcut haldeki görüntüsünden hacimli ve daha dolgun görünmesini hedefleyen uygulamalardır. Gerçekleştirilen bu işlemlerle işlemin gerçekleştirildiği kişide gerçekleştirilecek olan birtakım kriterler göz önünde bulundurularak belirlenmektedir. Bunlar işlemin gerçekleştirileceği kişinin;

• Dudak yapısı,
• Yaşı,
• Dudağı ve burnu arasındaki mesafe,
• Zevki gibi faktörler belirleyici olmaktadır.

Dudak dolgusu işlemi kısa süreli bir işlemle gerçekleştirilirken bölgesel aneztezi ile gerçekleştirilmektedir.

Meme dolgusu; genellikle daha dolgun göğüslere sahip olmak isteyen kadınlarda veya memelerinde asimetri yaşamakta olan kadınların başvurduğu bir yoldur. Bu durum geçici olsa da ameliyatsız bir şekilde çözülebilmektedir. Gerçekleştirilen dolgu işleminin kalıcılığı kullanmakta olan dolgu ürünü çeşidine göre değişkenlik göstermektedir.

Dolgu Çeşitleri

• Hyaluronik asit barındıran dolgular; en yaygın dolgulardır. Bu dolguların yan etkileri genellikle çok nadir olarak görülmektedir. Yan etkiyle karşılaşılması halinde enjeksiyonun gerçekleştirildiği bölgede kızarma, şişkinlik, morluk oluşması gibi durumlar oluşabilmektedir. Dolgu işlemi aynı zamanda cilt altında ufak şişkinliklerin oluşmasına da neden olabilmektedir. Gerçekleştirilen bu işlemin ardından kalıcılık oranı birkaç ay ile bir yıl arasında değişmektedir.
• Sentetik madde barındıran dolgular; genellikle ufak kırışıklıkların giderilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Bu dolgular genellikle ciltte bulunmayan laboratuvarda oluşturulmuş maddelerden oluşan dolgu türü olmaktadır. Gerçekleştirilen bu dolgu işlemi sonrası enjeksiyon gerçekleştirilen bölgede kızarma, şişkinlik ya da morluk gibi etkiler oluşabilmektedir. Uygulanan maddeler sentetik olması nedeniyle parçalanmaları uzun sürmekte bu nedenle de kalıcılık oranı diğer dolgu türlerine göre uzun olmaktadır. Ancak uzun süreli olmalarına karşın yan etki oluşma ihtimali de yüksek olmaktadır.
• Kolajen dolgu; temel olarak ilk dolgu maddeleri olarak da ifade edilebilmektedir. Söz konusu ürünler genellikle başlangıçta doğal bir görünüm sağlasalar da kalıcılık düzeyleri çok düşük olmuştur. Genellikle gerçekleştirilen dolgular bir ay sonrasında parçalanmaya başlamaktadırlar.
• Otolog dolgular; kişilerin vücutlarından kendilerine ait dokulardan gerçekleştirilen dolgulardır. Gerçekleştirilen bu dolgularda diğer dolgu işlemlerindekine benzer reaksiyonlarla karşılaşılabilmektedir. Otolog dolgularda kalıcılık 12 – 18 ay arasında sürmektedir.